İdeal kompozisyon kavramı Pisagor ve Leonardo da Vinci’nin isimleriyle ilişkilendirilir. Pisagor uyumu matematiksel olarak hesaplamış ve varlığın temeli olarak görmüştür. Leonardo da Vinci Altın Oran kavramını formüle etti. Bu, toplamları büyük tarafa eşit olduğundan büyük tarafın küçük tarafa ilişkili olduğu değerlerin oranıdır: A>B olduğunda A:B = (A+B):A. Örneğin: 8:5 yaklaşık olarak 13:8’e eşittir, 5:3 ise yaklaşık olarak 8:5’e eşittir. Bu oran Fibonacci sayıları serisinin doğasında vardır: 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55.
Fotoğraf alanı iki dikey ve iki yatay çizgiyle üç eşit parçaya bölünebilir. Bu çizgilerin kesişimindeki dört nokta kompozisyonun aktif veya güç noktalarını oluşturur. Üçler kuralına göre görüntünün önemli detayları, aktif noktaların etrafındaki “gerilim alanlarında” yer almalı ve izleyicinin gözünü tutmaya başlayacaktır.
Çerçevede diğer grafik çizgilerinin kesişme noktaları varsa bu kesişmelerin aktif bölgelerine de önemli nesneler yerleştirilmelidir.
Bir kişinin fotoğrafını çekerken genellikle üst aktif çizgiye bir yüz yerleştirilir.
Omuz ve göğüs portreleri, göz(ler)in üst aktif çizgiye yerleştirilmesini içerir.
Üçte bir kuralına göre ufuk çizgisi çerçevenin merkezinde değil, alt veya üst yatay aktif çizgide bulunmalıdır. Fotoğrafçı manzarada gökyüzünü vurgulamak, hava alanını vurgulamak istiyorsa ufku yerleştirmek için alt çizgiyi seçer. Üstteki aktif çizgi, fotoğrafçı manzara yapısının izlenimini geliştirmek, ön plandaki nesneleri vurgulamak ve vurgulamak istediğinde ufku yerleştirmek için bir destek olarak seçilmiştir.
Fotoğrafta yatay çizgiler sakin, eğik ve çapraz çizgiler ise dinamik olarak algılanır. Çaprazlar her zaman yatay veya dikeylere hakimdir.
Çaprazlar veya eğik çizgiler, dinamik bir çerçeve oluşturmak veya doğrusal bir perspektifi iletmek için kullanılır. Fotoğraf düz bir görüntüdür. Fotoğrafçının amacı, mekanın hacminin ve derinliğinin üçüncü boyutunu görüntüye dahil etmektir. Farklı perspektif türleri sayesinde planlama çerçevede görünür.